Artık teknoloji ile birlikte birçok ofiste, ayakta dururken istediğiniz yüksekliğe ayarlayabileceğiniz ”temel ergonomiği” barındıran masalar mevcut.
“Ayakta çalışma masalarını doğru kullanmak, dışarıdan birinin bakış açısıyla basit görünebilir: Ayakta durursunuz. Çalışırsınız ve aynı pozisyonu tekrar edersiniz. Ancak, ergonomi kesin bir bilim değildir. Çünkü her insan vücudunun ergonomisi farklıdır.
Size ait yüksekliği ayarlanabilir masanız ,başkasının kullandığı masadan farklı yükseklikte olacaktır. Ayakta çalışma masası yüksekliği için genel kural şudur: “dirsekleriniz yerden 90 derecelik bir açıda olduğundan, yerden dirseğinizin alt kısmına kadar olan mesafeyi ölçün.”
Yine de bir mutfağa girdiğinizde herkes aynıdır ve hemen hemen her mutfak tezgahı 82-85cm yüksekliğindedir.
Hoosier mutfağı
Bu mutfağın yüksekliği ayarlanabilirdi. Bu bir pazarlama özelliğiydi:
“Artık tam olarak ihtiyacınız olduğu kadar yüksek veya alçak bir HOOSIER alabilirsiniz. Ne kadar uzun veya kısa olursanız olun, YENİ HOOSIER’ınız size tam olarak uyuyor. ”
Üreticilerde hamur yoğurmak için en iyi tezgah yüksekliğinin sandviç yapmak için en iyisi olmadığını biliyorlardı ve ülkedeki tüm mutfak tezgahlarını herhangi bir yüksekliğe sabitlemenin daha fazla verim sağlayacağını öngördüler.
Hoosier dolapları 1890’ların sonlarından 1930’lara kadar üretildi. 1920’lerde üretim zirve yaptığında, on Amerikan hanesinden birinden fazlası Hoosier dolabına sahipti.
Hoosier dolapları, temel dolaplardaki çekmeceli raflar ve dönen rafları gibi günümüzün pahalı dolaplarında bulunan bazı özellikleri içeriyordu.
İkinci Dünya Savaşı sonrası modern mutfağın gelişimi
İkinci Dünya Savaşı sonrası konut patlaması ve üretimdeki gelişmeler mimarideki modernleşme üzerinde büyük bir etki yarattı.
Evin diğer alanlarına daha sessiz, daha temiz, daha düzenli ve içinde çalışılması daha kolay hale geliyordu; bir gurur kaynağı ve yavaş yavaş misafirleri ağırlamaya layık bir yer olmalıydı.
1960’larda ve 1970’lerde mutfağın tarzını iyileştiren diğer sosyal değişimler yaşanıyordu. Ev yemeklerine, mutfak gereçlerine ve eğlenceye yeniden ilgi, hayatın bir kez daha mutfakta yaşanması anlamına geliyordu.
Becerilerini geliştirmek, tasarım yemek pişirme gereçlerini sergilemek ve sosyal aktivitenin kalbi haline gelmek için bir kaynak haline geldi. 1980’lerde gösteriş için tasarlanmış aletlerle tamamen açık bir mutfak fikri ortaya çıktı.
Gereçler emaye ile kaplandı. En popüler renk beyaz emaye idi, ancak kırmızı, mavi, sarı ve bazen nane yeşili aletler tasarımı tamamladı.
Sanayinin gelişimi ,teknolojik ve sosyal değişimler ile birlikte mutfakta kullanılan ürünlerin ölçüleri standartlaştırılarak hayatımıza yer edindi.
Suya dayanıksız ahşap tezgahlardan Neolith,granit,mermer ,çimstone vb malzemeli mutfak tezgahlarına geçiş yapıldı.Fakat malzemeler tasarımlar değişse de ergonomik olarak kullanım ölçüleri hiç değişmedi.