SİVAS İLBEYLİ KÖY ODALARI
Köy odaları, köye çeşitli sebeplerle uğrayan yolcuların ihtiyaçlarının karşılandığı, köy halkının düğün, bayram kutlamaları, sohbetler, cenaze törenleri, asker uğurlama, eğitim ve benzeri sosyal ve kültürel amaçlarla bir araya geldiği sivil mimari örnekleridir. Köydeki varlıklı insanların yaptırdıkları bu yapılar, çok uzun bir süre köylerde sosyal ve kültürel hayatın devamında önemli bir rol üstlenmiştir. Bu makalede sanat tarihi disiplini içerisinde Sivas ili İlbeyli nahiyesi sınırlarında yer alan Koyuncu, Çallı, Söğütçük ve Gözmen köylerindeki kültürel mirasımızın bir parçasını oluşturan köy odaları ele alınmıştır.
Genel olarak taş malzemeyle tek katlı olarak yapılan köy odaları, asıl oda ve yardımcı birimlerden oluşmaktadır. Evlerden genellikle bağımsız olarak inşa edilen bu yapıların yardımcı birimleri ise asıl odanın bitişiğinde şekillenmektedir. Yöresel özellikleri ilk bakışta görülebilen, ahşap, kalemişi ve alçı süslemelerin yoğun olarak kullanıldığı odalar tavan süslemeleri bakımından da oldukça zengindir.
Özellikle Orta Anadolu bölgesinde sıkça karşılaştığımız köy odalarını, yöresel özellikleriyle İlbeyli nahiyesinde de görmek mümkündür. Geçmişte bu bölgede hemen her köyde birkaç köy odası bulunurken, günümüzde bu köy odalarının bir kısmı yok olmuş, bir kısmı da yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. 20. yüzyılın ilk yarısına kadar amaçları doğrultusunda kullanılan bu yapılar, gelişen teknoloji ve ulaşım imkânları nedeniyle konaklama işlevlerini büyük oranda yitirmelerine rağmen bunun dışındaki faaliyetlerine kısmen de olsa devam etmektedir.
Millî kültürümüzün önemli unsurlarından olan köy odaları; köye çeşitli sebeplerle gelen yolcuların ihtiyaçlarının karşılandığı, köy halkının sosyal ve kültürel amaçlarla bir araya geldiği
sivil mimarî örnekleridir. “Köy odası”, “konuk odası” ve “misafir odası” gibi farklı isimlerle anılan köy odaları, köydeki varlıklı insanların yaptırdıkları yapılardır ve 20. yüzyılın ilk yarısına kadar
amaçları doğrultusunda kullanılmış olmalarına rağmen sonrasında gelişen teknoloji ve ulaşım imkanları nedeniyle işlevlerini büyük oranda yitirmiştir.
Özellikle Orta Anadolu Bölgesi’nde sıkça karşılaşılan köy odaları, bölgesel özellikleri bünyesinde barındıracak şekilde Sivas ve çevresindeki köylerde de çok sayıda yapılmıştır. Tek katlı olarak inşa edilen bu yapılar, iki farklı plan tipinde olup içleri ahşap, alçı ve kalemişi süslemeler bakımından oldukça zengindir.
Köy odası kültürünün köklü bir geçmişi olduğu düşünülse de kitabesi olan en eski yapı 19. yüzyıl ortalarına ait olan Ümmet Ağa’nın odasıdır. Bu odanın ahşap süslemeleri 19. yüzyıl Geleneksel
Divriği konut mimarisi ahşap süslemeleriyle benzerlik gösterir. Tavan göbeği süslemesi, bölgedeki birçok köy odasında bire bir tekrarlanmıştır ve bu odalardan Eskiköy’deki İsmail Ağa’nın odasının kitabesindeki tarih 1303 (1881-1882) olarak kaydedilmiştir. Dolayısıyla benzer kompozisyona sahip odaların tarihlendirmesinin de 19. yüzyılın son çeyreğine yapılması doğru kabul edilebilir.
Diğer odaların da 20. yüzyıl ilk çeyreğine kadar yapıldığı söylenebilir.Sivas İlbeyli köy odalarının temel seviyeleri, arazi eğimine göre değişmekle birlikte, ortalama
0,70 m’dir. Tek katlı olarak yapılan köy odaları, genel olarak taş malzeme ile inşa edilmiş, kısmen kerpiç kullanıldığı da olmuştur. Üst örtüleri, alttan kaplamalı ahşap kirişleme sistemine sahiptir.
Yuvarlak gövdeli ahşap kirişler, odanın bir duvarından diğer duvarına kadar uzanır.
Oda içerisi;
Tavan göbeği süslemeleri,
onu tamamlayan bordürler ve diğer yardımcı süsleme elemanları genelde bitkisel süsleme olup eğri kesim tekniğinde yapılmıştır. Çapı üç metreyi aşan tavan süslemeleri 30-40 arasında değişen eşit parçalara bölünmüş ve her bir parçaya aynı süsleme işlenmiştir. Tavan göbeği süslemelerinde baklava dilimi şeklindeki süsleme elemanları, dilimlenmiş yaprak motifleri, stilize yapraklar, helezon ve tepelikler kullanılmıştır.Tavanlarda dönem özelliği olarak “S” ve “C” kıvrımlarına da çok sık rastlanır. Duvarlar da sade düzenlenmiş ahşaplarla panolara bölünmüşlerdir.Kapı kanatlarında sade ahşap süslemeler bulunur. Bu süslemeler geometrik süsleme olup düz satıhlı yüzeysel oyma tekniğinde yapılmıştır.Sütun başlıklarında aplike yapılmış süsleme elemanları vardır. Kemerler üzerindeki süslemeler ise çiçekler ve stilize edilmiş yapraklardan oluşur.
Kalemişi süslemeler;
Dikkat çeken bir diğer süsleme unsurudur. Kök boyası denilen ve bitki köklerinden elde edilen boyalarla yapılan kalemişi süslemeler odaların daha çok panolara ayrılan
bölümlerinde kullanılmıştır.Bunlar dışında serbest olarak ocakların etrafına ve duvarların sergen üstünde kalan bölümlerine de yapıldıkları görülmektedir.Bağımsız ve vazolar içindeki çiçek buketleri, manzara resimleri, büyük cami tasvirleri ve natürmortlar gibi örneklerden oluşmaktadır.Tavan süslemelerini yapan ustalar gibi kalemişi süslemeleri yapan ustalar da gezici ustalardır ve bu ustaların haftalarca, hatta üç ayı bulan süre zarfında odaya kapanarak kompozisyonun tamamını bitirdikten sonra dışarı çıktıkları bilinmektedir. Bölgedeki odalarda özellikle tavan göbeklerinin formlarının neredeyse aynı olması gezici ustaların aynı kişiler olması ihtimalini kuvvetlendirmektedir.
Milli kültürümüzün önemli unsurlarından biri olan köy odalarının genel olarak iki fonksiyonu vardır.Bunlardan birincisi, köy halkından olmayan, geçici bir süre için köyde bulunan çerçiler,vaaz vermek için köyleri dolaşan hocalar, konaklama ihtiyacı duyan transit yolcular ve birçok el sanatı ustası, köyde kaldıkları süre içinde bu odalarda kalırlar ve her türlü ihtiyaçları da oda sahibi tarafından karşılanırdı.
Köy odalarının ikinci fonksiyonu ise, köy halkının düğün, bayram kutlamaları, sohbetler, cenaze törenleri, asker uğurlama, eğitim ve benzeri amaçlarla bir araya gelmelerini sağlamasıdır.Kültürümüzün, sanatımızın, sivil mimarimizin ifadesini bulduğu, ecdadımızın misafirperverliğe, yardımlaşmaya, dayanışmaya verdiği önemin somutlaşmış mimari örnekleri olan köy odaları, teknolojinin gelişmesi, ulaşım sürelerinin kısalması gibi nedenlerle konaklama fonksiyonunu büyük oranda yitirmiştir. Odaların restore edilmesi ve fonksiyonlarının kısmen de olsa devam ettirilmeleri ile odaların ve bu kültürlerin gelecek kuşaklara aktarılması sağlanmış olacaktır.