1. Anasayfa
  2. Yaşam
Trendlerdeki Yazı

Klasik müzik yaşamınızı değiştirebilir mi?


Klasik müzik yaşamınızı değiştirebilir mi?

Bu, kulağa imkânsız ve büyük bir talepmiş gibi geliyor ama bana kalırsa cevap, evet. Biz müzik üreten bir türüz. Hep böyleydik ve hep böyle olacağız. Ama aynı zamanda müzik takası yapan da bir türüz. Çok önceleri âşıklar birbirlerine karışık kasetler yapardı ya da benzer şekilde şimdi de birbirlerine en sevdikleri çalma listelerini, şarkıları gönderiyorlar. Yani biz müzik aracılığıyla iletişim ve bağlantı kuruyoruz. İnsanlık uzun geçen av mücadeleleri sonucunda akşamları ateş etrafında bir araya gelip şarkılar söyleyerek hikâyelerini müzikle anlatarak evrildi. Atalarımızın yaptıkları bunlardı ve bizim hayat algımız da bunun etrafında gelişti.

Bu algının nasıl olması gerektiğini bu şekilde öğrendik. Bu, kim olduğumuz konusunda hâlâ çok önemli bir dürtü. Ama modern yaşamlarımız o kadar paniklemiş, o kadar parçalanmış ki, bir şarkıyı gerçekten dinleme lüksüne bile sahip olanlarımız çok az sayıda. Muhtemelen daha önce hiçbir zaman müziğin, özellikle klasik müziğin yaratabileceği o duygusal alana bu kadar ihtiyaç duymadık. Kendimden örnek verecek olursam, son zamanlarda müzik dinleme alışkanlığımı günlük bir ritüele çevirdim ve uzun zamandır hiç olmadığım kadar sakin hissetmeye başladım.

Aylık klasik müzik çalma listeleri oluşturdum ve her güne eşsiz bir eser seçtim. Sosyal medyadaki “yenile” tuşunun esiri olmak yerine, ruhumu dinginleştirmek için kendimi klasik müziğe verdim. Sonra düşündüm ki, eğer bende işe yaradıysa başkalarında da yarayabilir. Başkalarının da yaşamına anlam katabilir, onlara iyi gelebilir. 

klasik müzik
 

 

Peki, nereden başlamak lazım?

Klasik müzik genellikle elit kesimle bağdaştırılan, çok az kişinin davetli olduğu seçkin partilerin fon müziği olarak görülen bir sanat türü. Aslında bu algı son derece ironik çünkü klasik eserlerin kendisi sahip olduğumuz en duygusal yönelimlerin arasındadır. Film ya da cenaze müziklerinin bile klasik eserlerden seçilmesinin bir anlamı vardır çünkü bu gibi durumlarda doğrudan duygulara oynanır.

Klasik müzikle ilişkim arttıkça, çevremden de onlara çalma listesi hazırlamam konusunda talepler gelmeye başladı. Bu taleplerin geneli oldukça netti: Çalışmak ya da derse odaklanmak için müzik, yeni doğan bebeklerini uyumak için müzik, spor yapmak, bahçeyle ilgilenmek, akşam yemeği daveti vermek için müzik vs. En çok duyduğum yorumlardan biri de, “Geçen gün bir klasik müzik dinledim. Büyük ihtimalle daha önce bir filmde, bir dizide ya da reklamda çalmıştı. Klasik müzikten hiç anlamam ama buna bayıldım. Bunun gibi daha çok eser dinlemek isterim” oldu. Bu gibi düşünceleri olan birçok kişinin, nereden başlayacaklarına dair hiçbir yol haritaları yoktu. “Nereden başlamalı” sorusu oldukça kritik.

Teknoloji geliştikçe müzik endüstrisi de bundan hem pozitif hem de negatif yönden etkileniyor. Spotify ve Apple Müzik gibi yasal platformların sayısının artmasıyla istediğimiz türden müziğe ulaşma şansımız on yıl öncesine göre hayal edilemeyecek düzeyde.

Bu engin ücretsiz müzik denizi elbette göz korkutucu. Bu nedenle ben de bir çeşit yönlendirme rehberi yazmaya karar verdim. Bu rehberde genelde yıllar boyunca sektöre dahil edilmemiş kadın, siyahi, homoseksüel ve trans besteciler var. Ya da Beethoven’ın sağır olması gibi kendine özgü özelliklere sahip olanlar. Zihinsel problemleri olanlar, bağımlılar, gündüzleri taksi şoförlüğü, tesisatçılık, postacılık yapıp para kazanırken geceleri kendini müziğe verenler…

Kısacası “standartların” dışında kalan herkese yer vermek istedim. Bu rehberimi Year of Wonder: Classical Music for Every Day adıyla kitaplaştırdım. Bana kalırsa en başarılı müzik eserleri, empati motorları işlevini görenler. Bu eserler başka yaşamlara, yaşlara, ruhlara seyahat etmemizi sağlıyor, üstelik bizi yerimizden bile kaldırmadan. Aynı zamanda oldukça dirençliler. Onları dinlerken sizi birden fazla işi yapmanız, onları hayatınıza dahil etmeniz konusunda teşvik ediyorlar.

Kısacası klasik müzik bağımlısı olmak için gerekli “yeterlilik belgeniz” var mı diye düşünmeyin, şu anda doğru şeyi mi dinliyorum diye sorgulamayın. Burada gereken tek kriter kulağa sahip olmanız. Klasik müzikleri ev-iş arası yolculuklarda dinleyebilirsiniz, onları alıp bir yürüyüşe çıkabilirsiniz, çocukların kahvaltısı, okul hazırlıkları için koştururken onlara sığınabilirsiniz. Akşam yemeği hazırlarken, çamaşır yıkarken, ütü yaparken, e-posta yazarken, yani o gün ne yapmanız gerekiyorsa onlarla uğraşırken fonda çalabilirsiniz. Tek yapmanız gereken “oynat” tuşuna basmak. İnanıyorum ki şu hayatta klasik müziğin tamamlayamayacağı çok az şey var. Bu müzik yaşamanız için duruyor, yaşamınızı iyileştirmeniz için sizi bekliyor.

peki ; klasik müzik sizin yaşamınızı değiştirebilir mi?

(Clemency Burton-Hill, BBC Culture)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir