Antik Roma dairesi : insula
Romalıların genellikle daireleri yoktu. Cumhuriyet dönemi sonrasında aşırı nüfus patlamasından dolayı yapılan apartman insula bloklaro en çok roma ve ostia’da görülürler.Halkın %90’ının yaşadığı bu apartmanların da lüks olanları ve olmayanları mevcuttu.
Eski Romalıların yaşama şekli bizimkinden çok farklıydı. Dairelerimiz var ve çoğunlukla evlerimizde yaşama eğilimindeyiz, onlar ise çoğunlukla dışarıda yaşıyordu. Sıradan insanların, bir insula’da veya atölyede veya dükkanında bir çatı katında olabilecek bir lojmanı vardı.
Roma’daki en popüler lojman, genellikle 4 kattan oluşan insula’ydı, ancak 6 veya 7 kata da çıkabiliyordu. Kasabada yaklaşık 44000 insula vardı ve yer darlığından dolayı, imparator onları belirli bir yüksekliğin üzerinde inşa etmeyi yasakladı.Yapılar beton olsa da yüksekliğe yeterince yüksek olmadığından tehlikeliydiler. Sık sık yangınlar ve kazalar oluyordu. Yangınların sebebi de insanların odalarında açık ateşle yemek pişirmeleridir. Yol seviyesindeki odalar ve dükkanlar yangın durumunda en güvenli olduklarından en pahalı ve seçkin mekanlardı.
Birincil kaynaklar genellikle tehlikelerine atıfta bulunarak insulae’den bahseder . Hicivler ve tarihler gibi metinlerde insulae’de yaşamanın tehlikelerine dair çok sayıda referans vardır . Görünüşe göre Roma apartmanlarında yaşamanın başlıca tehlikeleri yangın ve çöküştü. Binaların kasıtlı olarak yıkıldığı ve bölge sakinlerinin yerinden edildiği durumlar da oldu. Catullus, bir dilenci olan Furius’u hicivli bir şekilde över, çünkü hiçbir şeye sahip olmadığı için korkacak hiçbir şeyi yoktur:
…hiçbir şeyden korkmazsın, ateşten, ağır çöküşten, kötü hırsızlıktan değil…
Bu lojmanlar küçüktü, neredeyse hiç mobilyası yoktu. Değerli eşyaların ve saklanan kıyafetlerin yerleştirileceği bir veya iki sandık, kullanılan kıyafetlerin asılacağı birkaç mandal, kışlık pelerinler ve diğer şeyler, muhtemelen birkaç tabure, belki bir yatak ,yerde bir şilte ve kışın odayı ısıtmak için , ve hatta yemek pişirmek için kullanılacak bir mangal hepsi bu kadar.
Dükkan cephesinin üst kısmındaki üst pencere, ailelerin uyuyabileceği çatı katlarına açılır.
Çok odalı evler sadece zenginler içindi.Zengin aileler için birinci katta birkaç çok odalı daireye sahip olabilirdi. Bu çok odalı daireler bile, banyoları veya mutfakları olmadığı için hayal ettiğimiz gibi değildi. Bir yan odanın veya koridorun bir köşesi yemek hazırlamak için kullanılabilirdi ama evde çok az yemek yapılırdı. Ve evleri zengin bir şekilde dekore edilmiş olmasına rağmen, çok zenginlerin bile çok az mobilyası ve küçük odaları vardı.
Romalılar şehirlerini tıpkı bizim evlerimizi yaptığımız gibi yaptılar. Evleri aslında yatak odalarıydı. Uyandıklarında yaptıkları ilk şey, kendini rahatlatmak için umumi helaya gitmekti. Kadınlar idrarlarını tencere ye erkekler, boyacıların dışarıda bıraktığı özel kavanozları idrar toplamak için kullanırdı. Toplanan İdrar, amonyak yapmak için veya ticari mal olarak kullanılırdı.
Kahvaltıda çok seyreltilmiş şaraba batırılmış bir parça ekmek yedikten sonra çalışmaya başladınız. Dükkanlar ve diğer işletmeler şafaktan hemen sonra öğlene kadar açıktı, öğleden sonra genellikle boş zamandı. Halk ,hamamları yıkanmak ve arkadaşlarıyla sohbet etmek için ziyaret ederdi.
Ayrıca hamamlarda tıraş olabilir, masaj yaptırabilir, oyun oynayabilir, egzersiz yapabilirsiniz. Hamamlara giriş o kadar ucuzdu ki, köleler de dahil olmak üzere, haftada en az birkaç kez bunu karşılayabilirdi, bu yüzden şehirdeki kişisel hijyen seviyeleri oldukça iyiydi.
Bir veya iki madeni para gibi küçük bir miktarla saunayı (calidarium), ılık odayı (tepidarium) ve soğuk su havuzunu kullanabilirsiniz. Yenilebilir olmayan bir yağ (çoğunlukla fakirler için oldukça sert, zenginler için güzel kokulu) ve bir strigile, özel bir kazıyıcı, yıkamak için kullanılırdı. Berber veya masör gibi ekstra hizmetler biraz daha fazlaydı: Maddi gücü yetenler yanlarında birkaç bozuk para getiriyordu.
İlk yıllarda şehrin yönetiminde aktif olarak yer almak ve daha sonra haberleri dinlemek ve siyaset hakkında konuşmak için Hamamdan sonra erkekler Forum’u ziyaret ederdi . Günbatımında çoğu insan akşam yemeği ve uyumak için eve dönerdi.
Çoğu zaman insanlar, şarabın yanı sıra çeşitli pişmiş yiyecekler sunan termopoliumdan(fırın) satın alınan yiyecekleri yediler. Aileler yiyeceklerini alır, tesiste yer ya da eve getirir ve aile ile paylaşırdı. Yiyecekler arasında yulaf lapası, ekmek, hem çiğ hem de pişmiş sebze, yumurta, taze lor peynir ve bazen balık ve et bulunurdu. Yiyecekler günde bir kez alınır, öğlenleri sıcak yenilirdi. Yemek artıkları, daha fazla ekmek, peynir, yumurta ve zeytin içeren akşam yemeği için mangalda ısıtılırdı.
Yani, temelde antik Romalılar şehirlerini bizim apartmanlarımızı kullandığımız gibi kullandılar. Evlerinde uyudular tuvalete gittiler, yıkandılar, öğle yemeği yediler ve evin dışındaki kamusal alanlarda sosyalleştiler.
